Ömer Turfal'ın yeleği

Ömer Turfal'ın yeleği / Bigadiç / Bilgi Peşinde / www.bilgipesinde.com / Büyük Zaferi müteakip her yerde bozguna uğrayan İngiltere destekli Yunan işgal ordusu Bigadiç ve Sındırgı civarındaki birliklerinin silah ve mühimatını cebir ve angarya ile Edremit'e ulaştırabilmek şaşkınlığı ve telaşı içindedir.

Ömer Turfal'ın On beş Delikli Yeleği
 
Turgut TÜR / Emekli İngilizce Öğretmeni

Büyük Zaferi müteakip her yerde bozguna uğrayan İngiltere destekli Yunan işgal ordusu Bigadiç ve Sındırgı civarındaki birliklerinin silah ve mühimatını cebir ve angarya ile Edremit'e ulaştırabilmek şaşkınlığı ve telaşı içindedir. 

Bozguna uğrayıp kaçarken dahi mel'anetten geri kalmayan Yunan subay ve erleri Edremit’e ulaştırmak istedikleri malzemenin taşıttırılacağı öküz arabasını silah zoruyla buldurturlar ve o zaman yirmi bir yaşında olan Ömer Turfal'a süngü zoruyla yükletirler. 

Sındırgı ile Bigadiç arasındaki bir mahalden yola çıkan silah ve cephane yüklü öküz arabasının dingili bugün adı Gökçeyazı olarak değiltirilmiş olan Ergama'ya gelindiğinde kırılır. Bunun üzerine sinirlenen Yunan subay ve erleri Ömer Turfal'ı onbeş yerinden süngüleyip delik deşik ederek öldüğüne kesinlikle kani olunca yolun kenarındaki hendeğin içine yuvarlayıvermişler.

Karanlık basıp el ayak çekildiğinde tesadüfen oradan geçmekte olan bir Ergama'lı Ömer Turfal'm iniltisini duymuş olmalı ki hemen sırtlayıp Balıkesir'deki Asker Hastahanesine ulaştırılmasını temin etmiş.

Ömer Turfal Yunan subay ve erlerince süngülendiği zaman üzerinde bulunan yeleğinin astarının sağ tarafına latin harfleriyle sol tarafına da Arap harfleriyle olayı sabit kalemle şöyle özetlemiş: "1338 eylül 6 çarşamba günü güneş doğarken Edremit ile Balıkesir arasında Ergama öğünde yunan askerleri tarafından yaralandığım zaman bu yelek arkamda idi. 15 yerimden kama ile yaralandım. 6 eylül 1338"

Genel olarak olayları tarihlendirmek gibi bir alışkanlığımız olmadığından dolayı zaman zaman hayflanmışımdır. Ömer Turfal ise bu olayı özetleyen paragrafın hem başına hem de sonuna ay gün ve yıl belirtmiş olması gerçekten, çok ilginçtir. 1338'in miladi karşılığı 1922'dir.

1978 yılı Ağustosunda Yukarı Cami’nin ve çeşmesinin kitabelerinin renkli filimlerini çekmek için cami avlusuna girdiğimde Ömer Turfal caminin son cemaat yerinin hemen dibine dayanmış mavi boyalı bir bankta oturmakta idi. Selâmıma kemal-i ciddiyetle mukabele etti. "Yabancısın yalım. Kimlerdensin? diyince kendimi tanıttım, ve hemen ilave ettim: "Ömer Amca, izin verirsen senin bir fotoğrafını çekmek istiyorum. Lütfen hiç istifini bozma." Bu mütevekkil, mütebessim fotoğraf çekildiğinde Ömer Turfal 77 yaşında idi. Öykü bittiğinde ricamı kırmadı. Evine gittik. Süngülendiği gün sırtında bulunan onbeş delikli yeleği getirdi. Parmağını deliklerden birine takıp bir kez daha poz verdi. Kendisiyle birlikte fotoğrafını çektiğim bu yeleğin, oğlu merhum Hilmi Turfal'ın terzi dükkanında çıkan bir yangında yanan diğer eşyalarla birlikte kül olduğunu öğrendiğimde üzüldüm.

Doğup büyüdüğüm Bigadiç'in İngiliz destekli Yunan işgalinden kurtuluşunun 74. yılını kutladığımız 4 Eylül 1996 da Başkomutan Atatürk'ü, muhterem silah arkadaşlarını, İstiklal Harbimizin aziz şehitlerini, ve 9 Temmuz
1984 yılında ölen Hacı Ömer Turfal'ı rahmet ve tazimle anıyoruz.

Yorum ya da sorularınız için: bilgi@bilgipesinde.com


Diğer Web Sitelerimiz