11 Nisan DÜNYA PARKİNSON GÜNÜ

Dr. Raif Çakmur, Parkinson hastalığının yavaş ilerleyici, beyin hücrelerinde kayıp ile seyreden bir beyin hastalığı olduğunu belirterek Parkinson hastalığının Alzheimer hastalığından sonra en sık görülen nörodejeneratif hastalık olduğunu vurguladı. Parkinson hastalığının en erken belirtilerinin enterik sinir sistemi, alt beyin sapı ve koku yollarında ortaya çıktığını söyleyen Çakmur, koku duyusu kaybı veya azalması, uyku bozuklukları ve kabızlık, sonraki aşamada ise titreme ve hareketlerde yavaş

11 Nisan Dünya Parkinson Günü

Prof. Dr. Raif Çakmur, Türkiye’de 150 bin civarında Parkinson hastası olduğunu ve artan yaşlı nüfusa bağlı olarak; önümüzdeki yıllarda Parkinson hastalığında bir patlama yaşanacağını tahmin ettiklerini söyledi.

Prof. Dr. Raif Çakmur, hastaların yaşam kalitesini yükseltmenin sadece ilaç ve cerrahi tedavi gibi yöntemlerle mümkün olamayacağını, hasta ve hasta yakınlarının sürece katkısının çok önemli olduğunu belirtti. Hareket, denge, konuşma, beslenme ve dayanışma gibi konularda hasta ve hasta yakınlarının çözümün parçası olmasını istediklerini ve Parkinson’un zorluklarının ancak birlikte aşılabileceğini belirtti. “Her zaman daha fazlasını yapmak mümkündür” dedi.

“Parkinson hastalığı tipik olarak orta ve ileri yaşın hastalığıdır”
Dr. Raif Çakmur, Parkinson hastalığının yavaş ilerleyici, beyin hücrelerinde kayıp ile seyreden bir beyin hastalığı olduğunu belirterek Parkinson hastalığının Alzheimer hastalığından sonra en sık görülen nörodejeneratif hastalık olduğunu vurguladı. Parkinson hastalığının en erken belirtilerinin enterik sinir sistemi, alt beyin sapı ve koku yollarında ortaya çıktığını söyleyen Çakmur, koku duyusu kaybı veya azalması, uyku bozuklukları ve kabızlık, sonraki aşamada ise titreme ve hareketlerde yavaşlama gibi motor belirtiler görüldüğünü belirtti. Hastalığın genellikle motor semptomlarla tanı aldığını belirten Çakmur, Parkinson hastalığının tipik olarak orta ve ileri yaşın hastalığı olduğunu ve ortalama 60 yaş civarında başladığını vurgulayarak hastalığın genç yaşlarda da başlayabildiğini ancak yaşlanma ile görülme sıklığının arttığının ve erkeklerde görülme sıklığının daha fazla olduğunun altını çizdi.

“Ülkemizde 150 bin civarında Parkinson hastası olduğunu tahmin ediyoruz”
Dünyanın en kalabalık ülkelerinde, 2030 yılına kadar Parkinson hastalarının nerdeyse 30 milyona ulaşacağının tahmin edildiğini belirten Raif Çakmur sözlerini şöyle sürdürdü: “Eğer hepimiz 100 yaşının üzerine kadar yaşayacak olursak muhtemelen bu hastalıkla karşı karşıya kalacağız. Bugün için ülkemizde 150 bin civarında Parkinson hastası olduğunu tahmin etmekteyiz. Ülkemiz hızla yaşlanan toplumlar arasında sayılmaktadır. Artan yaşlı nüfusa bağlı olarak önümüzdeki yıllarda ülkemizde Parkinson hastalığında da bir patlama yaşanacağını tahmin edebiliriz. Başka bir deyişle önümüzdeki yıllarda Parkinson hastalığı ile daha çok uğraşmak zorunda kalacağız. Bu hastalıkla ilgili olarak toplumun daha bilinçli olması gerekiyor.”

Parkinson hastalığının tedavisinin günümüzde ağırlıklı olarak ağızdan alınan ilaçlarla yapıldığını, uygun özellikleri taşıyan bir grup hastada farklı yöntemlerle uygulanan ilaçlar ve cerrahi tedavilerin de söz konusu olduğunu söyleyen Raif Çakmur: “Hastalığı tamamen iyileştirici, kesin bir tedavisinin henüz bulunmamasına karşın, kullanılan ilaçlar ve cerrahi belirtileri büyük ölçüde düzeltmekte ve birçok hastanın yaşamını aktif ve üretken bir şekilde sürdürmesini sağlayabilmektedir. Böylece Parkinson hastalarının çoğu düzenli tedaviyle uzun yıllar mutlu olarak yaşarlar” dedi.

“Müzik ve dans, denge ve hareket sorunlarının azaltılmasında beyne yardım etmektedir”
Temelde bir hareket bozukluğu olan Parkinson hastalığında hareket etmenin ve egzersiz yapmanın tedavinin vazgeçilmez bir parçasını oluşturduğunu vurgulayan Çakmur şöyle konuştu: “Hareket ve egzersiz gerekliliği hastanın tanı aldığı zamandan itibaren geçerlidir. Düzenli egzersizler tüm vücudu çalıştıran tempolu yürüme, yüzme, aerobik gibi sporlar genel anlamda baştan beri tercih edilir. Ancak hastalık ilerledikçe ve özellikle denge bozukluğu, yürürken kilitlenme, gövdede öne doğru eğilme, düşmeler gibi ilaca kısmen veya yetersiz cevap veren daha karmaşık hareket problemleri tabloya eklendikçe programlı ve daha profesyonel destek gerektiren egzersizler ilaç kadar önem kazanır. Denge, yürüyüş ve duruşu korumanın en iyi yolu egzersiz ve hareket etmektir. Dansın hastalığa etkisi üzerine yapılan çalışmalarda dans kurslarına katılan hastaların katılmayanlara kıyasla denge ve hareketliliklerinde ilerlemeler kaydedildiği saptanmıştır. Müzik ve dans, denge ve hareket sorunlarının azaltılmasında beyne yardım etmektedir.”

Parkinson Hastalığının Başlıca Belirtileri:
·        Titreme
·        Hareketlerde yavaşlama
·        Bir veya daha fazla uzuvda (kol veya bacak) kasılma
·        Yürürken kolları sallamama
·        Konuşurken mimikler ve jestler gibi hareketlerin kaybı
·        Yavaş, ufak adımlı veya ayak sürüyerek yürüme
·        Vücut duruşunun öne eğik şekil alması
·        Yumuşak ve alçak sesle, monoton konuşma
·        El yazısında küçülme, okunaksız olması
·        Ağızdan salya sızması, yutkunma güçlüğü
·        Halsizlik, yorgunluk
·        Ruh hali değişiklikleri, ruhsal çöküntü hali (depresyon), nedensiz sıkıntılar
·        Kabızlık, aşırı terleme, tansiyon düşmesi
·        Ağrı, kas spazmları

Yorum ya da sorularınız için: bilgi@bilgipesinde.com