Yok artık demeden
Yok artık demeden / Sevilay Aksel / Sevilay'ın Dünyası / Bilgi Peşinde / www.bilgipesinde.com / Çocukken yağmur yağdığında bir yerlerde birileri ağlıyor diye düşünürdüm. Kendi minik ruhumda senaryolar yazar sonucu mutlu sona bağlardım. Yeni yollar, yeni kapılar açardım hayallerimde…
Yok artık demeden..
Günaydın sevgili dostlar,
Çocukken yağmur yağdığında bir yerlerde birileri ağlıyor diye düşünürdüm. Kendi minik ruhumda senaryolar yazar sonucu mutlu sona bağlardım. Yeni yollar, yeni kapılar açardım hayallerimde… Gök kuşağı yeniliklere götürecek köprülerdi her zaman kaygılarımızı aydınlatan. Zaten kurduğumuz hayaller değil midir bizi gök kuşağının üstüne taşıyan?
Hiç bulutlardan şekil çizdiğiniz oldu mu gökyüzünde, masallardaki prense aşık oldunuz mu? Sokakta istop, yakar top, körebe, mendil kapmaca oynarken bitmesin akşam olmasın diye düşündünüz mü? Harçlıklarımızla aldığınız dondurmanın, leblebi tozunun, macunların, horoz şekerinin, turşu suyunun tadını, hazine değerindeki Ayşegül, Tom Miks, Teksas serilerini okumanın mutluluğunu hatırlıyor musunuz? Evcilik oynadınız mı? Sokakta oynamak için hiç arkadaşınızı beklediniz mi dakikalarca ? Kızdığınızda öfkenizi, sevdiğinizde sevginizi söyleyebildiniz mi arkadaşınızın gözünün içine bakarak ve coşkuyla sarıldınız mı ona? Bunlar benim hatırladıklarım belki sizin de vardır anılarınızda yüreğinizi yumuşacık kılan hatıralar. Ama büyüdük nedense… Gerçekler veya gerçek sandıklarımızın içinde kaybolduk. Unuttuk, unutturulduk. Her şey yerinde ve zamanında güzel deyip raflara kaldırdık çocukluğumuzu…
Duyguların sözlere dökülmekte zorluk çektiği bir dünyadayız artık. Çok çabuk seviyor, bir anda nefrete dönüştürebiliyoruz duygularımızı… Yalnız olmak mı? Yoksa yalnız kalmak mı? Karar veremiyoruz. Ben merkezli bir dünya içindeyiz sanki. En yakınlarımıza dahi gösteremiyoruz sevgimizi.. Çünkü biliyoruz ki onlar bizden. Onlar zaten bizi biliyor sevgi gösterisine ne gerek var diyor, esirgiyoruz ilgimizi… Ayrılık aniden geliyor bazen hazır mısın diye sormuyor bile. İşte o zaman elinde yapamadıkların, eksik anılar, mahsun bakışlar ile boşluk kalıyor.
Sevgi nedir sizce. Hiç sordunuz mu kendinize kimi nasıl ne için sevdiğinizi.. Severiz yaşamımızdaki insanları…Eşimizi, arkadaşımızı. Benim gibi düşünürsen severim seni, benim gözümden bakarsan severim seni…Tam tersi olduğunda ise sevmem seni ile cezalandırırız etrafımızı, ya da etrafımızdakiler cezalandırır bizi…
Egolar savaşının tam ortasında mıyız? Mevlana’ nın dediği gibi “var biraz da sen oyalan” Oyalanıyormuyuz gerçekten.
Neden sorgulamadan koşulsuz sevemiyoruz. Bir bakış, bir söz yetmiyor bize. Olduğu gibi kabullenmiyoruz. Kendi kalıplarımızın dışında da sevginin var olabileceğini göremiyoruz.
Yaşamımızda çocukluk anılarımız bize nasıl mutluluk veriyorsa, birlikte nefes aldığımız ailemiz, yakınlarımız dostlarımızla paylaştığımız anlar da mutluluk vermeli.. Anılar biriktirmeliyiz ve ertelememeliyiz yaşanacak anları…
Anılarda tozlu raflarda sadece sevgi, saygı ve mutluluğun güzelliği kalmalı, bunun için yok artık demeden yürekten sevmeye ve paylaşmaya hazır mıyız?
Sevilay Aksel
Yorum ya da sorularınız için: bilgi@bilgipesinde.com
FOTOĞRAFÇI: James Wheeler
KAYNAK: PEXEL 1542495
TARİH: 2 Aralık 2021
Teşekkürler / Thanks