Gümüşsuyu Yurdu

Gümüşsüyü Yurdunda yaşamaya başlamam bir başka denize yelken açmamı sağladı. Ülke sorunlarına olan duyarlılıklarım, yurttaki dostluklarım, arkadaşlıklarım da arttı. Derslerimi çalıştığım kadar, sosyal ve politik nitelikli kitaplar da okuyordum artık.

Gümüşsuyu Yurdu

Gümüşsüyü Yurdunda yaşamaya başlamam bir başka denize yelken açmamı sağladı. Ülke sorunlarına olan duyarlılıklarım, yurttaki dostluklarım, arkadaşlıklarım da arttı. 

Derslerimi çalıştığım kadar, sosyal ve politik nitelikli kitaplar da okuyordum artık. 

Ülkemizin sorunları ve bu sorunların çözümlerine ilişkin görüşlerim derinleşmeye ve bu konular üzerinde çokça konuşmaya başladım. Yurtta birlikte eğlenip birlikte çalışıyor, miting vb. etkinliğe birlikte gidiyor, sonra bu konuyu tartışmaya açıyorduk. Sonradan yaptığımız değerlendirmelerde örneğin o mitinge gitmememiz gerektiğini söyleyen arkadaşlarımız oluyor ama ‘beraberliği bozmamak için sizinle geldim’ de diyebiliyordu. 

Bir anlamda demokrasinin en güzel örneklerini sergiliyorduk aramızda ve dostluklarımız bozulmuyor daha da pekişiyordu. Daha sonra tartıştığımız mitinglerden biri, eski Cumhurbaşkanı, Yassıada mahkûmu Celal Bayar’ın affına ilişkin yapılan girişimleri kınamak içindi. ITÜ’den İstanbul Üniversitesine kadar sloganlarla yürümüş ve diğer okullardaki öğrencilerle Beyazıt Meydanında buluşmuştuk.

1965 yılından sonra kendimi gelişen öğrenci gençlik olaylarının içinde buldum. 1966 yılı başında Haşan Yalçın ile birlikte ilerici ve sosyalist olduğunu söyleyen arkadaşlarımızla, Elektrik Fakültesi Talebe Cemiyetinin seçimlerini kazandık. Haşan başkan, ben sayman üye oldum. Çok hareketli ve her şeyin önünden gitme heyecanım ve talebe cemiyeti üyesi olmam nedeniyle çevrem birden çok zenginleşmişti. 

Sadece ITÜ’den değil, diğer üniversitelerden de çok arkadaşlıklarım olmuştu. 1968’lere akıp giden zaman içinde ülkenin her yanından devrimci bir heyecan dalga dalga yayılıyor, yeni bir Türkiye yaratmanın heyecanı genç yürekleri dağlıyordu. Bu ortamın genç insanlarda yarattığı coşku her gün bir başka biçimde büyüyor ve yükseliyordu.

1965-1966 yıllarında yaşadıklarımın, yaşamımın bundan sonraki kısmını bir başka şekilde biçimlendireceği çok açık bir şekilde belli olmuştu. Üç yıl kaldığım Gümüşsüyü Yurdunun sekiz kişilik koğuşundaki arkadaşlarımdan birisi de; Harun Karadeniz’di. O, 1960’lı yılların aktif gençlik merkezlerinden biri olan İTÜ Öğrenci Birliğinde başkanlık yaparken, ben de denetleme kurulu başkanıydım.
 
Özet olarak buraya sıkıştırmaya çalıştığım anılarımın önemli bir kısmını oluşturan bu bölümleri, daha sonra detaylı olarak anlatacağım. Sevgili kardeşlerim; Haşan ve Harun’u hep saygı ve sevgi ile anarak yaşatacağım. Işıklar içinde uyusunlar. Vurulup düşenleri ayrı bir saygı ile anacağım. Onları anlatmanın çok zor olduğunu bilerek yapmaya çalışacağım bunu.

Yorum ya da sorularınız için: bilgi@bilgipesinde.com