Hasankeyf

Hasankeyf’in sular altında kalması ve Hasankeyf’te bulunan kültür mirasımızın yok olacağı endişesi hepimizin gündeminde. Hasankeyf için birçok yorum yapılıyor. Hasankeyf ile ilgili bilgi sahibi olmak isterseniz sizi yazımızı okumaya davet ediyoruz.

HASANKEYF

Hasankeyf Neresi?
Günümüzde Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde bulunan Batman iline bağlı bir ilçedir.

Hasankeyf’ten Kimler Geçti?
Hasankeyf coğrafi olarak Dünya’nın en bereketli topraklarından Mezopotamya’da kurulmuş. Dicle Nehri’nin doğu kıyısında Raman ve Midyat Dağları arasında yer alıyor. Tarihi geçmişi Akeramik Neolitik Dönem’de (PPNA) başlıyor. Ancak, tam olarak kimler tarafından ve ne zaman kurulduğuna dair kesin bir kanıta sahip değiliz. Son arkeolojik verilere göre Neolitik, Kalkolitik, Tunç Çağlarında iskan edilmiş. Urartu olduğu düşünülen malzemeler de ele geçirilmiş. Hellenistik Dönem, Roma Dönemi, Bizans, Sasani, Emevi, Hamdani, Mervani, Artuklu, Eyyübi ve Osmanlılar olmak üzere farklı krallık, imparatorluk ve kültürlerin izlerini taşıyor.

1101-1232 arasında 131 yıl Artukluların başkentliğini yapmış, Ortaçağ’da önemli bir ticari merkez bu kent. O dönemde ticaretin suyoluyla yapılması nedeniyle önemini arttırmış. Bilinen adı ise Hısn Keyfa; yani “Kale Kaya”.

Kültür Varlıkları
Ortaçağ kent kimliğini koruyan kent, aşağı ve yukarı şehir olmak üzere ikiye ayrılmış. 6 bin civarında mağara ev yerleşimin doğallığını gösteriyor. Günümüze kadar bu mağara evlerde yaşam devam etmekteydi. Kentin çarşısı ise aşağı şehre konumlanmış.

Bizans döneminde inşa edilen, kayalıkları mesken tutan kalesi (sular altında kalmasa bile gelecek yıllarda suyun tahribatından yok olacak), Ortaçağ’ın en görkemli ve büyük köprüsü, 2000 m²’lik Büyük Saray ve kalenin doğusundaki Küçük Saray yapıları, kale kapısı, kale’nin en yüksek yerinde 1325 tarihli Ulu Cami, 1409 tarihli El Rızk Camii, 1351 tarihli Sultan Süleyman Camii, Koç Camii, Kızlar Camii, Küçük Cami ile İmam Abdullah Zaviyesi Hasankeyf’e ait başlıca yapılar.

Erzincan’a bağlı Otlukbeli İlçesi’nde Fatih Sultan Mehmet ile Uzun Hasan’ın 1473 yılında karşılaşmasından sonra yenik düşen Akkoyunlu hükümdarının savaşta şehit düşen oğlu için yaptırdığı Zeynel Bey Türbesi’nin ise taşınma kararı alındı. 

Bütün bunların yanında Dicle Nehri’ne ait ekosistem ise baraj suları ile yok olacak.
Hasankeyf,  Kültür ve Turizm Bakanlığı Anıtlar Yüksek Kurulunca 13.03.1981 tarihli ve A-2767 sayılı karar ile koruma altına alınmıştır.

Baraj Yapımı
Ilısu Barajı ve Hidroelektrik Santralı 1960’lı yıllarda başlatılan GAP projesi içinde, Mardin ve Şırnak il sınırlarını kapsayan Ilısu Projesi,  Dargeçit İlçesi’nin 15 km doğusunda Dicle Nehri’ne kurulacak. Atatürk, Keban, Karakaya Barajlarından sonra Türkiye’nin 4. Büyük elektrik santrali olacak. 350 bin dekarı içeren proje içinde bir ilçe 30 köy ve 49 mezra yer alıyor. Dolayısıyla 20 bin insan da yer değiştirme zorunda kalacak.

UNESCO İşin Neresinde?
Öncelikle baraj yapımına onay veren devlet yetkilileri dahil, Hasankeyf’in tarihsel yapısının korunmasında hemfikir. Bu amaçla da tarihi yapıların başta Zeynel Bey Türbesi olmak üzere taşınacağını açıklıyorlar. Ancak, baraj projesinden de geri adım atmış değiller.

Sivil toplum örgütleri, meslek odaları, dernekler, aktivistler ve yerel halk halen Hasankef’in baraj sularından kurtarılması yönünde imza kampanyaları, sempozyum vb. etkinliklerde seslerini duyurmaya çalışıyor. Baraj inşaatının durdurulması konusunda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde açılmış bir de dava bulunuyor.

Radikal Gazetesi haberine göre; Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) Dünya Mirası Merkezi Direktörü Mechtild Rössler, Ilısu Baraj Gölü suları altında kalma tehlikesi bulunan antik kent Hasankeyf için Türkiye’nin UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne başvurmadığını açıkladı. Yerel yöneticilere göre ise UNESCO adaylık şartlarının 10 kriterinden 9’u Hasankeyf’te zaten mevcut.

Bu konuda twiter sosyal paylaşım sitesi üzerinde #HasankeyfGoToUnesco ve #hasankeyf hastagleri ile desteğin arttırılması çalışmaları bulunmakta. Yerli ve yabancı basında da Hasankeyf gündemi oldukça yer aldı.

Umarız tarihi değerlerimizin korunması konusunda daha hassas davranılarak başta Hasankeyf olmak üzere tüm kültür mirasımız gelecek kuşaklarımıza geçmişten devraldığımız gibi kalabilir.

KAYNAK: arkeolojihaber.net

Yorum ya da sorularınız için: bilgi@bilgipesinde.com