Hale Gidiş

Yıl 1957. Dört erkek kardeştiler. Ailenin en büyük çocuğuydu, ilkokul 4. sınıfa gidiyordu. Öğretmenleri de aynı sokakta, hemen karşı evde oturuyordu.

Hale Gidiş

Yıl 1957. Dört erkek kardeştiler. Ailenin en büyük çocuğuydu, ilkokul 4. sınıfa gidiyordu. Öğretmenleri de aynı sokakta, hemen karşı evde oturuyordu.

En büyük çocuk olması nedeniyle aile, çarşı pazar alışverişi görevini ona vermişti.

Anlaşmalı oldukları manav ve kasap, Malatya Sebze ve Meyve Hali'nde bulunuyordu. Anne alınacakları söylüyor, o da gidip haldeki kasap ve manavdan alıyordu. Baba aybaşlarında kasap ve manavın parasını ödüyordu.

Aile, o yaz İstanbul'dan Malatya'ya taşınmış, çocuk ilk sömestreye devam ediyordu. Evden her çıkışında öğretmenini de gözlüyordu; çünkü öğretmeni onu oynarken görünce ertesi gün hemen derse kaldırıyor, bilemezse dövüyordu.

İlk sömestrin sonunda nihayet karnelerini aldılar. Karnesi baştan aşağı pekiyi idi; ancak çocuk hale gidişin pekiyi olmasına şaşırmıştı. Acaba annesi hale gönderirken öğretmeni onu gözlüyor muydu da hale gidişe pekiyi vermişti? Hâlbuki çocuk sokağa çıkarken alışverişe de gitse öğretmenin pencerede olmadığı bir anı yakalamaya çalışıyordu. 

Demek ki öğretmeni gizliden gizliye onun hale gidişini takip ediyordu.

Beşinci sınıfı da aynı öğretmende okudu ve mezun oldu. Çok sonralar, o notun hale gidiş için değil, hâl ve gidiş için olduğunu fark etti.

Yorum ya da sorularınız için: bilgi@bilgipesinde.com