Hayalim

Hayalim / Semih Eser

Hayalim

Nasıl olsa karşılaşırız yine
ama bu sefer iyi bak gözlerimin derinliklerine.
Sen görürsün;
yitip gidenleri benimle, yağmurda ıslanmış ruhumu
ve sınırda yaşamanın ızdırabını.
Sen bilirsin;
bitmiş aşkların yorgunluğunu, eskimiş dostlukları
ve “keşke” demeden yaşamanın ağırlığını.

Bir daha karşılaştığımızda, nasıl olsa karşılaşırız,
n’olur daha sıkı sarıl bana.
Sen hissedersin;
artık liseli genç gibi çarpmıyorsa da kalbim
hâlâ dayanamadığımı haksızlıklara
ve hâlâ kaçmadığımı hiçbir kavgadan.

Bir daha karşılaştığımızda, mutlaka yapalım bunu,
sıkı sıkı tut elimi ve bırakma.
Sen dinlersin;
deniz kıyısında, salaş bir meyhanede oturalım
sana çıktığım yolculukları anlatırım, gördüğüm şehirleri,
tanıştığım insanları ve keşfetmeye çalıştığım kendimi.

Hiç söylemişmiydim sana, arada bir tren istasyonlarına gidip
Gar lokantalarında içtiğimi. En son Haydarpaşa’da oturdum
Nazım gibi seyrettim manzaraları. Küfelik içtim elbet,
yoksa çekilirmi Tahran’a gidecek trende beş gün beş gece müebbet?
Esas yolculuk Doğu’da başladı; Erzincan,Tunceli, Bingöl Dağları ve Muş
bizden iki gün önce vurulmuş gece geçen katar. Yine de lirik bir şiir gibiydi Tatvan’dan Van’a vapur
sefası.

Önce Tahran sonra şehirlerin en güzeli İsfahan,Şiraz ve benzersiz Persepolis.
Şehirler, insanlar güzel de çekilmiyor kadın olmadan muhabbet.

Bak, söz ver mutlaka karşılaşmalıyız,
belki de yakında çıkacağım son yolculuk; gündemde Latin Amerika var
en tehlikelisinden.
Gördüğünde sarıl bana öp beni,
Sen anlarsın;
Neden hep gitmek ve varmak istemediğimi…

Semih Eser
02 Eylül 2008

 

 

 

 

 

Yorum ya da sorularınız için: bilgi@bilgipesinde.com

Önceki